BİR-İ GARS

H.Hafız Abdürrezzak ÖZ

PEYGAMBER(s.a.v) ÇOK SEVDİĞİ VE SUYUYLA YIKANMAYI VASİYYET ETTİĞİ

 GARS KUYUSU

BİZLERİ YOKTAN VAR EDEN. İMAN DEVLETİ İLE PAYİDAR EDEN RABBİMİZE HAMDÜ-SENA ALEME RAHMET, SEBEBİ MEVCUDAT YÜCE PEYGAMBERİMİZ EFENDİMİZ VE ALÜ-ASFABI ÜZERİNE SALAT VE SELAM OLSUN…

Yüce Peygamberimiz aleyhissalatü vesselam efendimizin, mübarek vücudu-şerifi yaratılışındaki özelliği, güzelliği Cenabı-hak hiçbir Peygambere vermemiştir. Çünkü o,Rahmetenlil âlemin yüce peygamberidir.

Evet: Cenabı-hak (c.c) efendimizi de beşer olarak yaratmıştır ancak onun yaratılışı sadece madde (atom zerreleriyle) oluşan bir beşer vücudu değildir. Onun vücudunun aslı ilahi nurdan meydana gelmiştir. Şarihi-Buhari büyük hadis üstadı Allame Ahmed Şihabuddin Kastalani de ve Tirmizinin Şemail’inde Resülullah Sallallahu aleyhi ve sellam efendimizin Şemailini- Mübarek vücut yaratılışını anlatıken şöyle diyor: “Resulüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin güneşte ve ay ışığında yürüdüğünde olmazdı.”

Kastalani’nin Mevahibini telif eden Yusuf Bin İsmail-enneb’bani’nin  (Envarul-Kulammediyyeminel-mevahibilldünniyye, sh:216)Hadisi açıklayan (Yadinin oğlu); Resulullah-sallallahu aleyhi ve sellem güneşte ve ay ışığında yürüdüğünde gölgesi olmaz, çünkü vucudu nur idi” diyor.

Peygamber aşığı meşhur Busuri şöyle diyor: “Muhammed de beşerdir. Velâkin diğer beşerle gibi değildir. Hiç şüphe yokki, onun diğer beşerlere göre beşer yaratılışı, Yakut taşı adi taş arasındaki fark gibidir. Yakut taşıda taştır, çakıl taşıda taştır.”

İşte yüce Peygamberimizin mübarek yaratılışıyla, diğer insanlar arasındaki fark bunun gibidir. Bu örnek dahi azdır ama başka verecek örnek bulamıyoruz. 

Cenabı-hak Peygamberimizin yaratılış yüceliği hakkında: “Ve hiç şüphe yok ki, (Habibim) sen pek büyük bir ahlak ve yaratılış üzeresin.”  (Kalem Suresi Ayet 4)

Yukarda geçen hadis’te görüldüğü üzere mübarek vücudu Nur olduğu cihetle: Yüce Peygamberimizin tükrüğü şifa idi. Ana kaynaklarımızdan “şerhi-şifadan” bir iki örnek verelim. 

Numan’ın oğlu Katade, (r.a) Uhud savaşında Resullullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin önünde gelen oklara karşı ona siper oluyordu. Bu sırada bir ok Katade’nin gözüne isabet etti gözü çıktı, yanağı üzerine sarktı. Bu vasiyette Resullullah (s.a.v) efendimiz: “Ya Katade, sabredersen cennet senin olur. İstersen gözünü yerine koyayım, dua edeyim gözün önceki gibi görsün”. Katade : “Ya Resullullah, cennet güzeldir, isterim ancak ben hanım düşkünüyüm. Benim gözümü kör olarak görürlerse beni almazlar” dedi.

Resulullah sallalahu aleyhi ve sellem efendimiz Katade’nin gözünü mübarek eliyle yerine yerleştirdi tükrüğüyle gözünü oğuşturdu. Katade, öncekinden daha keskin görür oldu.

Katade, kendi anlatıyor: “benim o gözüm öncekinden daha iyi görür oldu ve bir daha asla o gözümden rahatsız olmadım” derdi.

BAYSER KALESİ KUŞATMASINDA:

Resullallah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz kalenin kapısını kırıp açmak için birkaç şahabeyi gönderdi hiç biri başaramadı. 

Efendimiz: Ali Bin Ebi Talib nerede? diye sordu. Dediler ki ya Resülüllah, öylesine gözleri rahatsızlanmış ki, elinden tutup yürütülüyor. 

Efendimiz: Elinden tutup bana getirin, buyurdular. 

Müslim hadisinde: İyas bin Seleme gidip Ali’nin elinden tutarak Resulullah’a getirdi. Resulullah (s.a.v)  efendimiz Hz. Ali’nin başını kucağına aldı iki gözüne de tükürdü ve şöyle dua etti. “Allahım: “Ondan sıcak da sıcaklamadan, soğukta üşümekten koru, sıcakta sıcaklamayı, soğukta üşümeyi ondar gider” buyurdular.

O anda Hz. Ali (k.r.v)’nin gözleri açıldı. Hayber kalesinin de kapısını açmak için efendimiz Hz. Ali’yi gönderdi. Hz. Ali (k.r.v), kalenin etrafında bulunan engeli aşarak kalenin kapısını kırıp açtı. İslam askeri derhal kaleyi işgal etti. 

Hz. Ali (k.r.v) efendimiz derki: “Ben Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin bu duasından sonra, kışın yaz elbisesi, yazında kış elbisesi giyerdim de asla ne sıcaktan ve nede soğuktan hiçbir şey hissetmezdim” demiş.

           Yine,Sahabeden Fudeyk bin Hubeyb anlatıyor. “Babamın iki gözüde bembeyaz oldu. Tamamen kör haline geldi.Resülüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz babamın iki gözüne de tükürüp dua buyurdu. Babamın iki gözüde açıldı. Bu anda babamın yaşı 80 idi. Babam öyle görürdü ki. İğneye iplik takardı” diye anlatırmış. (Şifa-i Şerif. Sh: 374-375.)

YÜCE PEYGAMBERİMİZ TÜKRÜĞÜNÜ TEBERRÜKEN BIRAKTIĞI GARS KUYUSU

Mecami-ül-menasık’ta açıkladığına göre, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz bizzat başında suyu ile abdest alıp artan abdest suyunu teberrüken kuyunun içine döktüğü, ayrıca suyundan içtikten sonra artan artık suyunu yine teberrüken içine döktüğü, başında oturup serinlediği birçok kuyu bulunmaktadır, diye rivayet olunmaktadır. 

Bunlardan bazıları tamamen kaybolmuş, suyu kurumuş. Bu kuyulardan yalnız GARS kuyusu (Bİ’RU-GARS) yarı harap vaziyette olsa da bir şahsın bahçesi içerisinde bulunduğu için bu haliyle ziyaret edilmektedir.

Bazılarının bu kuyuya (Bİ’RU-ERS) şeklinde söylemeleri doğru değildir. Doğrusu GARS’dır.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem hadislerinde (GARS) kuyusu demişlerdir.

Bu kuyu, Kuba’nın doğusunda bir şahsın hurma bahçesi içerisindedir.

Peygamberimiz aleyhissalatü vesselam bu kuyunun başında, suyu ile abdest almış, abdestinden artan suyu teberrüken kuyunun içine dökmüştür.

Yine bir keresinde de, bu kuyunun suyundan içtikten sonra, artığını kuyunun içine (şifa niyetiyle) dökmüşlerdir. Çünkü: efendimizin tükürüğü şifa idi. Bunun birçok örnekleri vardır. 

İşte ümmetine şifa için teberrüken GARS kuyusuna mübarek tükürüğünü bırakmıştır.

Hatta efendimizin hayatı-şeriflerinde bu kuyunun suyu ile teberrüken, samimi niyetle yıkanıp iyi olan hastalar olduğu rivayet edilmiştir. 

Bu kuyunun suyunu özellikle efendimiz çok sever, zaman zaman da gelip başında ashabıyla oturup serinler, sohbet ederlerdi. İçmek için hususi bu GARS kuyusundan su getirtip içerledi. 

Meşhur (İnsanül-uyun, halebiye) de ki rivayet aynen şöyledir. “Hadis’te buyrulmuştur ki: Resülüllah sallallahu aleyhi ve sellem, kölesi Rebah GARS kuyusundan su getirir içirirdi. Ayrıca su deposu olan yerden de getirirdi.” “Bundan sonra Resülüllah efendimiz bu GARS kuyusunun suyunu çok sevdiği için, bunun suyu ile (vefatında) yıkandı.” “Resülüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz: (GARS) kuşu cennet gözlerindendir,” buyurmuşlardır. (insan ül-uyun-halebiye c.2 sh:146.)

İmamı-Kastalani, Mevahibinde, İbni-Mace senedi-ceyyid ile Hz. Ali (k.r.v) Efendimizden  merfu’an  senedi Resulullah(s.a.v) efendimize yükselmiş bir rivayet olarak şöyle denmektedir:

Resülüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz: “Ben vefat ettiğim zaman, Gars kuyusundan 7 kırba su ile yıkayın.” buyurdular. Bunun üzerine sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz GARS kuyusundan 7 kırba su getirildi. Üç kere bu su ile yıkandı.

           İşte bu kuyu, bugun suyu olmamakla beraber yüce Peygamberimizin zaman zaman gidip başında oturup serinlediği, şahabesiyle birlikte oturup sohbet ettiği bir yer, sevdiği bir kuyu olarak, onun işlemiş olduğu işlemek üzere gidip ziyaret ederiz. Böylece hatırasını yad edmiş, sünnetini işlemiş oluruz. 

Yüce Peygamberimiz aleyhissalatü vessellem efendimizin mübarek hayatının her bölümünü yad etmek işlediklerini işlemek, kişinin ona sevgisinin ölçüsüdür. Bu hususda sayısız örnekler vardır.

Bir iki örnek verelim. 

Ashabı-Resülüllah, yüce Peygamberimizin nerede oturup gezdiği, sohbet ettiği yerlere varıncaya kadar gider, teberrüken ziyaret ederler, hatta oturduğu yere ellerini sürerlerdi.

Ömer ibinil-hattab Fd. Resülüllah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin minberi-saadetine çıkıp oturduğu yere elini sürer sonra teberrüken yüzüne gözüne sürerdi, diye rivayet edilmektedir. (Baki-Şifa)

Resulullah efendimizin Mekke-i Mükerreme de müezzini olan Ebu Mehzurenin kızı Safiye anlatıyor. Babamın alnında perçem gibi uzamış saç var idi. Secdeye inince yere yayılırdı. Babama dediler ki: bu saçını neden kesmiyorsun? Babam: “ ben onu asla kesmem. Ne kadar uzarsa uzasın Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem benim anlımın bu saç kısmını mübarek eliyle sıvazlamış idi. Onun mübarek ellerinin değdiği yer cehennem ateşi görmez. Ben o saç kısmını asla kestirmem dediği rivayet olunmaktadır. (şerhi-şifa c.2 sh:98)

Bu cihetle,Hac ve Umreye giden kardeşlerimize ziyaretleri gezerken bu BİR’İ GARS-I da ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Efendimizin sevdiği ve zaman zaman gidip başında oturup sahabesiyle sohbet etmiş olduğu için, gidip görsün ve asrı-saadeti hatırlasınlar.

           Cenabı-hak cümlemize haremeynişşerifeyni ziyaret ederek, Resülü-zişan efendimizin gezdiği yerlerde gezip onun mübarek kokusunu alan, şefaatine nail olanlardan eylesin… AMİN

Author

admin